İskender Kordu

BAL STATÜSÜ DOĞRU MU, DEĞİL Mİ?

İskender Kordu

Senelerden beri tartışılan bir konu Bölgesel Amatör Lig Statüsü. Genel görüş statünün oldukça saçma olduğu, düşme ve yükselmelerin illerin kendi içinde yapıldığı için bir takımın ligi beşinci olarak bitirmesine rağmen küme düşmesi, bunun tersine sekizinci sırada bitiren takımın da ligde kalması gibi durumların oluşması. Statüyü çelişkili hale getiren tam da bu. Bu konuda hangi kulübe statüyü sorsanız beğenen bir kişi çıkmaz. Ancak ben bugünkü yazıma ters açıdan bakacağım. Bölgesel Amatör Ligin kurulduğu tarihten bugüne kadar geldiğimizde İstanbul takımları için hiç de kötü bir manzara söz konusu değil. Hatta Bölgesel Amatör Lig kurulduktan sonra İstanbul takımları için tam bir bereket oldu. 2010 senesinden sonra hayata geçirilen Bölgesel Amatör Ligin kuruluş esasını bilmeyenler için öncelikle bir hatırlatma yapmalıyız yazımıza geçmeden önce. Bölgesel Amatör Ligin kuruluş amacı profesyonel takımları olmayan illere futbolu sevdirmek, futbolu yaygınlaştırmak ve illerin futbolla seslerini daha iyi duyurabilmeleri amacıyla 81 şehrin de temsil edildiği, her ile bir kota tanınarak o ilin bir alt ligi ile BAL arasında düşme ve yükselmenin yaşandığı bir statü ile o tarihten bugüne kadar süre gelen bir lig. Bu sayede profesyonel takımı olmayan illere de ayrıcalıklar tanınarak Türkiye Kupası’nda temsil edilmeleri sağlanmıştır. Öncelikle Bölgesel Amatör Ligin kuruluş amacına bakmalıyız eleştiri yaparken. Bölgesel Amatör Ligin tamamen bir İstanbul Ligine dönüşmemesi amacıyla da her ile belli bir kota tanınmış, İstanbul da bundan en büyük payı almıştır başlangıçta 15 takımla. Ancak ilk sene 3 takım lige katılmayı reddedince bu sayı 12’ye inmiş ve zamanla da İstanbul 15 takım yerine 12 takımla temsil edilmiştir. Pandemi ve deprem gibi unsurlar nedeniyle her ne kadar İstanbul takımlarının sayısı artsa da birkaç sene içinde yeniden 12 takıma döneceğini de belirtmeliyiz.

Ben işin sportif başarısına değinmek istiyorum İstanbul takımları adına. Haliyle İstanbul takımlarını takip ettiğimiz için de İstanbul’dan 3.Lige çıkan takım sayısını da önemsiyoruz. Yazımızın bu kısmına geçmeden önce Bölgesel Amatör Lig kurulmadan önce 2005 ile 2010 seneleri arasında uygulanan Türkiye Şampiyonası statüleri nedeniyle sadece B.Çekmece Tepecik ve Bayrampaşaspor’un 3.Lige çıkabildiğini hatırlatmamız lazım konuyu pekiştirmek için. Yani sene başına 3.Lige çıkan takım sayısı 0.4. Çok eleştirdiğimiz, statüsünü değişmesini istediğimiz Bölgesel Amatör Ligin kurulmasından itibaren her sene en az bir takımın, büyük çoğunlukla 2 takımın, bu yıl itibariyle de 3 tane İstanbul takımının 3.Lige çıktığına tanıklık ettik. Yani ortalama bir hesap yapılsa 13 yıllık süreçte İstanbul’dan 2’ye yakın bir ortalamayla takımların 3.Lige yükseldiklerini görüyoruz. Bunun nedeni ise çok basit. Eskiden Türkiye Şampiyonası’nda İstanbul’da Play Off’ta gruplarında ilk iki sırayı alan takımlar Türkiye Şampiyonasına gittiklerinde eleminasyon sistemiyle karşılaşıyorlardı. Bu da şu demek. Ligde şampiyon olup, Play Off’tan çıksanız bile 5 maçtan ve iki etaptan oluşan Türkiye Şampiyonası’nda kaybedeceğiniz bir maçla evinize dönebiliyordunuz. Çoğu zaman da o zamanın paralarıyla trilyonluk yatırımlar yapan, Süper Ligden futbolcu getiren bir çok kulüp bu sistemin azizliğine uğrayarak her sene çok uğraşmasına rağmen ya ilk etabın finalinde ya ikinci etabın ilk maçında ya da finalinde eve dönüyorlardı mutlaka. Ayazağa da bu konuda en acı tecrübeye sahip takımlardan bir tanesi. 1 tane final kazanıp 3.Lige çıkmasına rağmen düşmesinin akabinde neredeyse her sene finale yükselmesine rağmen hep penaltılarla elenip geri dönüyordu evine. Asıl adaletsizlik Türkiye Şampiyonasında yaşanıyordu bana göre. Çünkü ligde 20 maçını da kazanıp şampiyon olan, Play Off’ta tulum çıkarıp Türkiye Şampiyonasına gelen takım buraya gelene kadar oynadığı 28 maçı da kazanmasına rağmen finallerde birinci etap ya da ikinci etapta kaybedeceği bir maçla, ya da kaybetmeyip penaltılarla elenerek evine dönüyordu gözyaşlarıyla. Ancak Bölgesel Amatör Lig statüsü ile yatırım yapan, kadrosunu geniş tutan uzun maraton takımları ligde 4-5 mağlubiyet alsa bile ligi şampiyon tamamladığında 3.Lige çıkabiliyordu artık. Eski sistemin azizliğine uğramıyordu İstanbul takımları artık. Eski sistem daha çok Anadolu takımlarının 3.Lige çıkmasına yardımcı oluyordu aslında. Bu sayede İstanbul takımları yaptıkları yatırımların karşılığını almaya, ciddi bir yatırımla 3.Lige çıkmanın çok da zor olmadığını görmeye başladı. Eski sistemde çöpe giden paralar bu statü sayesinde daha değerli hale geldi bana göre. Ve İstanbul takımlarının önü tamamen açıldı BAL statüsü sayesinde. BAL statüsünden şikayet edenler daha çok işin düşme tarafıyla ilgili. Ancak şunu da unutmamalıyız Bölgesel Amatör Lig sadece İstanbul takımlarından ibaret değil. Olaya 81 ilde futbolun gelişmesi, sevilmesi ve yaygınlaşması açısından da bakarsak serzenişlerimizi daha da azaltabiliriz. Ayrıca BAL statüsü sayesinde 3.Lige çıkan bir Karagümrük bir Ümraniye’nin bugün Süper Ligde mücadele ettiğini, bir çok İstanbul takımının da bu statü sayesinde şu anda profesyonel liglerde varlıklarını sürdürdüğünü unutmamamız lazım. Yani bardağın boş tarafı mutlaka var ama dolu tarafından baktığınızda BAL statüsü hedef koyan takımlar için biçilmez bir kaftan. Bu yazıyı bir çok ili gezerek 200’ün üzerinde Türkiye Şampiyonası maçı izlemiş biri olarak yazdığımı da hatırlatmak istiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları