Galatasaray UEFA kupasını aldığında üç yabancısı vardı. Aynı kadro yabancılar yerine birkaç takviyeyle milli takım olarak dünya 3.’sü olmuş birileri hemen yabancı kısıtlaması kalkarsa tüm kupaları toplarız demeye başlamıştı.
Aradan geçen yaklaşık 30 yılda geldiğimiz noktada memleket yabancı istilasına uğradı. Sportif olarak çöktük. Ekonomik olarak battık.!!!
Köy takımlarına elenmedik, gruplara kaldık diye bayram eder hale geldik.
Cumhuriyetin 100. yılında hem de 30 Ağustos Zafer Bayramı öncesi ve sonrasında milletler ligi ve Avrupa şampiyonu olarak dünya birinciliğine yükselen kadın milli voleybolcularımız inanılmaz büyük bir başarı gösterdiler.
Voleybolcularımızın hepsi tamamen yerli ve milli bir tek Vargas takviye o da devşirme.
Hikayesini dünya biliyor.
Artık bizden biri…
Bu gurur tablosuyla mutlu olmak varken takımdaki biri devşirme, biri aykırı diye linç edildiler. Memleketi istila eden ne idüğü belirsiz yığınlara sahip çıkan güruh Vargas üzerinden İstiklal Marşında ayağa kalkmayan kesim Ebrar üzerinden saldırıya geçti.
Finalde Sırbistan kazansın diye salavat zincirleri paylaştılar ama kazanan Türk Kadınları oldu.
Kupa töreninde İstiklal Marşımız çalınırken Ebrar’ın hıçkırıkları, gözyaşları bayrakla sarmaş dolaş dansı görülmeye değerdi.
Kaptan Eda şampiyonluk primini konuşmaya değmez, Cumhuriyetin 100. yılını iki şampiyonlukla süsleyip bayrağı dünyanın zirvesine dikmenin gururu bize yeter buna paha biçilemez dedi.
Voleybolcularımızın paylaştığı videolarda kullandıkları şarkı dikkatinizi çekti mi?
“Bıraktım geldim evimi geride. Adımı almadılar kan karıştı tenime. Demişti anam bana buzda olsan erime. Kaldırdım dünyayı dertlerimin yerine”. Sözleri son derece manidar olan şarkı aslında Naim Süleymanoğlu’nun şarkısıydı ama Filenin Sultanlarına o kadar yakıştı ki gururla izledik, keyifle dinledik Filenin Sultanları Günlümüzün Sultanları oldu…
Dolayısıyla yabancı karşıtı değiliz, kontrolsüz güç güç değildir, sayıları arttıkça milli manevi duygularımıza, kültürümüze, birbirimize yabancılaşıyoruz diye eleştiriyoruz.
Eğer Türk vatandaşlığı verilecekse Vargas gibi Türklüğe değer katanlara verilmeli diyoruz…
Bazılarının katkılarını inkar edemeyiz ama ülke olarak kazandığımız uluslararası büyük başarılara baktığımızda hep bu toprağın çocuklarını görüyoruz. Ne varsa bizim çocuklarda bizim kızlarımızda var.
Örneğin İrem Kurt.
368. olarak gittiği Lübnan’da şampiyon olarak dünya gençler 308.’liğe yükseldi ve önümüzdeki günlerde Avrupa şampiyonluğu için korta çıkacak.
İrem içimizden biri bizim kızımız, biraz imkan, biraz fırsat, biraz da zaman tanımladığımızda asla yanılmazsınız.
Ayrıca Cumhuriyetin 100. yılında üniversite mezunları arasına katılan bizim de bir kızımız var. Tüm kızlarımızın başarılarının devamı dileğiyle…