Yakın zamana kadar spor barış kardeşlik, Bayramlar da barışma, dayanışma olarak ifade ediliyordu.
Geçtiğimiz bayramda haber bültenlerinde hangi partilerin kimlerle bayramlaşacağı, kimlerle bayramlaşmayacağı haberleri yayınlandı.
Siyasette yakınlık zamanla ve mekânladır, semin de kaygandır. Artık bayramlar bile hayırlara vesile olamıyor!...
Siyasetin arka bahçesi haline gelen spor da artık barış ve kardeşlik olayı olmaktan çıktı. Spor ahlakı, spor kültürü, sportmenlik, centilmenlik unutuldu.
Bu değerlerin hakim olduğu yıllarda UEFA Kupası kaldıran kulübün temsilcileri bugün bir URFA Kupası alabilmek için sporun tüm erdemlerinden vazgeçebiliyor.
Bu tavır değişikliği asla sportif bir Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti olarak açıklanamaz. Olsa olsa eskiyle yeninin hesaplaşma ritüelidir.
Öyle olmasa maçın tarihi ötelenir, maçtan çekilen Fenerbahçe’nin cezaları seçim sonrasına bırakılmaz, çok kritik Olimpiakos maçının başlamasına bir saat kala açıklanmazdı.
Sadece bu kadar değil, kadın erkek voleybol, basketbol takımları finaller oynuyor, kupalar kaldırıyor iki yıl üst üstte Avrupa Şampiyonu oluyor federasyon kutlama yerine Fenerbahçe’nin rakiplerine başarı dilekleri paylaşıyordu…
Dünyanın en büyük spor kulübü olarak konuşulan Fenerbahçe penaltılarla Avrupa Kupasından elendi de kumpasçılar derin bir oh çekti…
Bu ülkede sporun özellikle futbolun Fenerbahçe’ye karşı oynanan ayak oyunu olduğu ortada dolayısıyla şampiyonluk yarışında da taş düşebilüü, ayı çıkabilüü!
Diğer yandan yerel seçim sonuçları da halkın yarısından fazlasına derin bir oohh çektirdi.
Ülkeyi yönetenlere haddini bildirmek gerekiyordu bu uyarı iyi oldu.
Yerelde ise Volkan Yılmaz bu ulusal tepkinin kurbanı oldu.
Son derece üretken bir beş yıllık hizmet performansı sandığa yansımadı.
Aldığı oylar tamamen halktaki kişisel karşılığıydı.
Kazanmasına yetmedi.
Bora Balcıoğlu parti içi hazımsızlığa rağmen Volkan Yılmaz’ın karşısına çıkabilecek halkta karşılığı olan en doğru isimdi.
Beş yıllık ikna sürecinde İstanbul’da İmamoğlu, Silivri’de Balcıoğlu formülü önerenler haklı çıktı.
Oldu bu iş!...
