En fazla uluslararası futbolcu transfer eden ülkeler arasında zirveyi zorluyoruz.
Bu sezon ligimizde forma giyen yabancı oyuncuların yüzde yetmişi değişmiş. Her yıl artarak devam eden bu sirkülasyona rağmen ligimizin değeri kalitesi ortada.
Yabancıyı serbest bırakırsak uçacaktık fakat battık…
Fenerbahçe-Galatasaray rekabeti üzerinden her hafta yaşanan skandal kararlar uygulamalar aslında en büyük transferlerin kumanda merkezi olduğunu ortaya koyuyor!...
VAR Sistemi futbolda adaleti sağlamak için kurulan bir nevi yalan makinesiydi, onu da kendimize uydurduk. Görüntüleri çizgileri takımın ismine rengine göre ayarlamaya başladı.
Sistemin güdümlü olduğunu herkes biliyor ama işine gelenler söyleyemiyor ancak o çok sevdiğimiz yabancılar ayrıldıktan sonra dilleri çözülüyor.
Bunun en son örneği Jorge Jesus oldu.
Arap liginde üst üstte 29 maç kazanarak dünya rekoru kırmış, yaptığı açıklamada maçların sonuçlarını hakemlerin belirlemediği ülkede bunu başarmak mutluluk verici demiş…
Bu adam geçen sezon bizim ligdeydi, başarısızlığına kılıf uyduruyor diyebilirsiniz. Peki, Ali Koç’un son basın açıklamasını izlediniz mi?
Şebekeden organize işlerden bahsediyor, beka sorunudur diyor…
Bunları söyleyen Ali Koç sadece Fenerbahçe Başkanı değil aynı zamanda Kulüpler Birliği Başkanı…
Sonrasında bakıyorsun Fenerbahçe’nin Avrupa Kupasında çeyrek finale kaldığı maçı izlemek için UEFA başkanı geliyor ama bizim federasyon başkanı Kadıköy’e gelmiyor tebrik mesajı bile paylaşmıyor!!!
Son derece manidar değil mi?
Gelinen nokta maalesef bu.
Futbol bataklığında çırpındıkça batıyoruz. Futbol böyle de siyast ve ekonomi farklı mı?
Propagandalara bakın altı üstü bir yerel seçim ama sın sicimmiş gibi yaşanıyor.
Ailemizi değerlerimizi, kültürümüzü korumak adına mulletin aklını, sağlığını, tarımını, tohumunu, iklimini, suyunu, aldığı nefesini bile ilgilendiren yığınla problem ortada dururken siyasiler, “O et veriyorsa, ben but vereceğim, onlar poşet veriyor, biz tohba veriyoruz” diyor.
Sıradan bir iftar sofrasına hasret kalan vatandaş ise avucunu yalamak orucu bozar mı diye soruyor.
Fetva makamının kızı da lüks aracının anahtarlığına yazdığı şiiri paylaşıyor.
Tüm bunların üzerine bir de kim daha zübük tartışmaları yapılıyor. Bunlar tam bir rakibin büyüyorsa buda, kuruyorsa sula yöntemidir. Son yıllarda özellikle Fenerbahçe’nin başına gelenlerin hedefini anlamayabilmek için zaferin rengi filmini izlemek lazım.
Trabzon’da yaşananlar ortada.
Ekümenlik, patrik formasıyla poz verenler sahaya gireriz tezahüratlarıyla sahaya girdiler ama Osaiyi adlı fedai sahaya girerseniz dedi ve gelişine vurdu, her vurduğu gol oldu…