Futbolun parayla değil yürekle oynandığı zamanlardı o zamanlar. Belki de amatörlüğün son demleri. İliklerine kadar yaşadık her gittiğimiz yerde amatörlüğü, formanın kutsallığını ve aidiyet duygusunu. Bizim için para her zaman ikinci planda kaldı. Belki iyi paralar almıyorduk ama yüreğimizi bırakıyorduk her maçta sahaya. O sezonlardan biri de 2004- 2005 sezonu. Esenyurtspor’a üçüncü dönüşümdü. İlkinde İstanbul Şampiyonası oynatıp, ikincisinde de İstanbul grubunda şampiyon bırakıp ayrılmıştım Esenyurtspor’dan. Üçüncü dönüşümüz de aynı güzellikte olmalıydı tabi ki. Çatalcaspor ve M.K.Paşaspor’la aynı gruba düşmüştük o sezon. Lige Çatalca önünde 1-1 ardından S.Ortaköy önünde 2-0’lık galibiyetle başladığımız sezonda Y.Esenyurt önünde 3-0’dan 5-3 verdiğimiz maçın ardından soyunma odasında ve akabinde yaşanan tatsızlıkların ardından benim de içinde bulunduğum 3-4 tecrübeli oyuncuyla bir anda kendimizi dışarıda bulduk. Biz tekrar yerimize geldiğimizde 3 yenilgi daha gelmişti arka arkaya. Lider M.K.Paşa’nın 12, ikinci Çatalca’nın da 9 puan gerisine düştük bir anda. Zirve yarışından bir anda kümede kalma savaşına döndük altıncı hafta sonunda. Ama henüz hikaye bitmemişti bizim için. Bir Özmimarsinan maçıyla başlayan seride Özmimarsinan’ı 1-0, Subaşı’nı 2-0, S.Ortaköy’ü 2-0, Kamiloba’yı 4-0, Çatalcaspor’u 8 kişi kaldığımız maçta 1-0, Y.Esenyurt’u 1-0, Beycilerspor’u da 2-0 yenmiştik arka arkaya. Ve Çatalcaspor’un 3, M.K.Paşaspor’un da 6 puan gerisinde üçüncü sıraya kadar gelmiştik. Hatta Y.Esenyurt’u yendiğimiz maç günü bizden sonra da ikinci Çatalcaspor deplasmanda lider M.K.Paşa’ya konuk oldu. Biz bu maçtan önce kazanıp maç fazlasıyla Çatalcaspor’u yakalamıştık ama Çatalcaspor da deplasmanda lider M.K.Paşa’yı 3-0 yenince ikincilik hevesimiz de kursağımızda kaldı o gün. Bizim de 7 maçlık gol yemeden yaptığımız galibiyet serisi bir hafta sonra M.K.Paşa önünde son buldu. İşin ilginç tarafı 3-1 yenildiğimiz bu maçta iki golü de kendi kalemize atarak kaybetmemiz oldu. Ancak küme düşer denilen bir takımla sezon sonuna kadar şampiyonluğu kovalayarak bizim için unutulmaz bir sezona imza attık. Üstelik bunu bir rakipten 12 diğer rakipten de 9 puan geriden gelerek yapmak. Belki sonunu getiremedik ama bu hikayeler inanın ömür boyu unutulmayacak anılar olarak kaldı belleklerimizde. Bizim iki maçta 4 puan aldığımız Çatalcaspor’un ikinci bitirmesi, Çatalcaspor’un da 4 puan aldığı M.K.Paşa’nın da şampiyon olması futbolun bir cilvesi oldu tabi ki. Belki de Y.Esenyurt maçından sonra yaşadığımız 3 maçlık (Beyciler, Çakıl ve M.K.Paşa yenilgileri) yenilgi serisi olmasaydı biz mutlu sona ulaşacaktık o sezon. Yine de kazansak da kaybetsek de her maçtan sonra rakibin elini sıkma gibi bir erdemi her maçtan sonra gösterdik. Futbolun bir gün biteceğini ve dostluğun baki kalacağını bilerek. O gün karşılıklı oynadığımız kardeşlerimiz bugün teknik direktör, yönetici ya da hayatın koşturmacası içinde ekmek mücadelesi vermeye devam ediyorlar. Ancak bizler bir araya geldiğimizde bu anılarımızı gülerek, içine espriler katarak ve herşeyden önce saygı içinde paylaşarak hala yaadediyoruz. Önemli olan da bu bence. Futbol bir yerde bitiyor ama geride kalan kazandığımız paralar değil güzel anılar oluyor her zaman. O yüzden futbol oynarken sadece işin maddi boyutuna bakmadan formaya kattığımız değerleri, arkadaşlıkları ve güzel anılar bırakmayı da unutmayalım.