Elbiseye göre adam!

Her sezon aynı şekilde kafamız karışıyor. Kitapçık, transferler, statüler ve saire.
Herkes haklı. Kulüpler, başkanlar, yöneticiler, futbolcular, transferleri bekleyen taraftarlar ve Antrenörler...
Giderek artan ekonomik sorunlarda takım kurmak zor. Sabit geliri olmayan kulüplerde para bulmak zor. Geçen hafta samimiyetine inandığım, Bölgesel Amatör Ligde uzun yıllar mücadele eden, iki finalden mağlup ayrılan ve şimdilerde Süper Amatör Ligde mücadele eden bir camianın başkanı, kendi arzusuyla kulübünün gelir ve gider tablosunu şahsıma özel ibra etti. Başkanın bu tavrına şaşırdım ve hoşuma gitti. Halı saha geliri 1 milyon 900 bin, Ocak ayında giden futbolculardan gelen transfer geliri 460 bin, kulübe gelen bağışlar, giden para, futbolcu ödemeleri... Özetle gelen para 6 milyon, giden para 7 milyon civarı.
Her sene bu parayı tedarik etmek zor. Kulüplerin semt esnafı gözünde itibarı gitgide azaldı. Esnaf da haklı, kira, işgaliye ve geçim sıkıntısı esnafı bitirdi. Bu devirde vergi mükellefi olmamak daha iyi diyeceğim ama benim maaştan bile 12 bin vergi alınıyor ???? Sevindirici olan 'Ver Şaban'a gitmez yabana' misali verginin gittiği yerin tanıdık olması ???????? 
İstanbul amatör ligleri ülkenin en kaliteli olanı.  En iyiler hep bizde ancak il dışında bizden fazla olan kamuya ait takımlar dengeleri altüst ediyor. 2. Amatör Ligde rakiplerinden 10 misli bütçe ile sezona giren ve kamu gücüyle sahada şov yapanlar ile takıma gelir getirmek için gece gündüz uğraşan asla bir olmaz. Bölgesel Amatör Ligde takımlar arasında büyük bir eşitsizlik var. Buna ligin statüsü de eklenince BAL, 15 yıldır olduğu üzere işkence haline geliyor. 
Geçen sene iki İstanbul takımı çıkınca birileri çok üzülmüş. İstanbul'da bin elli amatör takım var. Haftada 1300 resmi maç oynanıyor. Yılda 35 bin maç sadece İstanbul'da oynatılıyor. 
Binlerce sporcu, yüzlerce hakem ve dört bin Antrenör... İl nüfusu 20 milyonu geçti. İlinde sadece 15 - 20 takımı olan bizi eleştirme hakkına sahip değildir. En büyük biz isek en iyi haklara da biz sahip olmalıyız. 
Geçenlerde, TFF'nin başkanvekili Sayın Odyakmaz; Genel Sekreter Abdullah bey, Dr. Ural Bey, Selçuk Azeri başkan ve bizim Paşabahçeli Coşkun Başkan ile birlikte amatörlerin temsilcilerini konuk etti. Toplantıda BAL başkanları da vardı, 1. Amatör Küme temsilcileri de... TFF'nin amatörlere bakışı olumlu ancak amatörler neyi kimden nasıl isteyeceğini bilse daha iyi olacak. Ben o toplantının daha az katılımcı ile daha özel olmasını tercih ederdim. Farklı kararlar uluorta alınmaz. Üzüldüğüm şey ise TFF'nin amatörlere maalesef hak ettiği değeri ve desteği halen vermemesi.
Bu sene İstanbul takımları Bölgesel Amatör Ligde 4 farklı grupta mücadele edecek. İstanbul Ligi yok. Son anda değişmez ise durum böyle. Bu statü maalesef İstanbul takımlarına en az 2 milyon ek gider demek. Bir de diğer illerdeki maçlarda bazı Vali, Kaymakam, Belediye başkanı ve Emniyet Müdürü taraftara hakemler sahada iken üçlü çektirince leb demeden tuzlu mu tuzsuz mu diyecek zeki olan hakemler uyanıyor ve kendi menfaatleri için sahada gereğini yapıyor! 
Çengelköy, Alibeyköy, Vefa ve İFA ile çok şahit oldum. Trakya'da bir Belediye başkanı onları yendik diye sahaya 10 tane yalakası ile girip "sizi buraya gömerim" diyerek tehdit etti; Hem orada hem de İstanbul'da gömüldü ???? Bursa'da eski bir hakem olan Belediye başkanı görevini en iyi şekilde başardı. Kocaeli'de bir bakanın ilçesinin takımı onları yendik diye sahadan çıkartmadı, Kocaeli amatördeydi, iyi bir başkan olan Bahri Yavuz bey, bizim İsmet Özay başkan verdiği demeçte sağlam eleştirdi diye İsmetpaşa Stadındaki maç öncesinde 30 kişiyle karşıladı ama bizim başkan efsaneydi. Çıkışta saygıyla uğurladılar. Kocaeli'yi seviyorum ❤️ Başiskele Yuvacık'ta sarhoşun biri 2-2 biten maç sonunda bize hak etmediğimiz ithamlarda bulundu. "Ben polisim" diyen 2. Başkan, Emniyet Müdürünün yanında yumruk atmaya yeltendi ama unuttuğu bir şey vardı, karşısındaki takım kimseye boyun eğmeyen bir camianın temsilcisiydi. Sahadan devlet töreni ile çıktık ???? 
Şimdilerde herkes soruyor, 'kitapçık ne zaman ilan edilir?' diye...
Ben şahsen Amatör Kurulun gayretinden memnum. İyi işler yapıyorlar ve adil davranmaya devam ediyorlar. TFF'nin amatör futbol ile ilgili politikasından ziyade atanmışların çabasının müspet olduğu düşüncesindeyim.
Ağustos ayının ilk haftasında ilan edilmesini beklediğim kitapçığın tamamen genç oyunculara yönelik olacağını düşünüyorum. Ligler Eylül ayında başlıyor. Süper Amatör Lig Eylül üçüncü hafta olabilir. 1. Amatör Küme de bu tarihte veya Eylül ikinci haftada başlar. İkinci amatör kümede 22 yaş üstü kontenjan olabilir. 
Bölgesel Amatör Ligden 3'ncü profesyonel liglere 5 takım çıkacak. İlaveten 5 ikinci de 3'ncü Ligden gelecek takımlarla baraj maçı oynarsa şaşırmam.
İstanbul'da geçen sene harika bir sezon oldu. Heyecan hiç bitmedi, kim düşündüyse teşekkür ederim. Bu sene de böyle bir Lig umuyorum. 
Süper Amatör Ligde iki genç oyuncu oynatma kuralı yine olabilir. 2003 doğumlu futbolcular kontenjan olur gibi. Klasman Grubu yine var diye biliyorum. Geçen seneki statü sürer. 
İstanbul'da 2024-2025 sezonunda il başkanı istifa edince yerine atama olmadı. Yine atama olmayabilir. Müdürlük seviyesinde devam edebilir. Atanırsa da kulüpler birliği başkanı olan, kulüp başkanı olan bir hukukçunun gelmesini bekliyorum. Yerinde bir karar olur düşüncesindeyim. 
Çok yazarım ancak otobüs son durağa geldi. İnmem gerekiyor ???? 
Amatör kulüpler bu ekonomik şartların üstesinden gelemez. Bazı yeni düzenlemeler farz oldu. Kulüplerin bir çoğu yarışma hakkının devretmek istiyor. Kulüpçülüğün cazibesi kalmadı. Başkan bulmak zor, yönetici bulmak zor. Amatörler yeni dönemde varlıklarını sürdürebilmek için adama göre elbise değil, elbiseye göre adam fikrini hayata geçirirse şaşırmamak gerekir.
Dünyanın ciğeri, hayvanların evi olan, hayat kaynağımız ormanların yanmamasını diliyor, yeni sezonun herkese hayırlı olmasını,  temenni ediyorum.