Cemil Kenar

Havalar soğuduğunda insanlar gölge veren ağaçları unutur!

Cemil Kenar

Cezaevinden dolayı son yıllarda Silivri soğuktur göndermeleri yapılsa da Silivri aslında yoğurduyla tanınır bilinir…

Yoğurdun etkisi midir bilinmez ama uyku halinde geçen uzun yıllar içinde birçok özelliğini tüketmişiz.

Çok eskilere gitmeye gerek yok. Bugün Alibey Mahallesi hala Macır Mahalle diye anılır. O zamanlar tüm evler bağlı-bahçeliymiş, sebze bahçeden, meyve dalından toplanırmış…

Rahmetli kayınpederin bahçesinde dut ağaçları vardı, bir tanesi iki kişi el ele tutuşsa gövdesine sarılamayacak kadar kalın ve büyüktü ve ilginç bir hikâyesi var…

Bir gün iki adam kayınpederi bulup bu ağacı satın almak isterler. Kayınpeder, de “Dut istiyorsanız toplayın, arsayı istiyorsanız düşünelim ama ağacı ne yapacaksınız, nasıl alacaksınız” dedi…

Adamlar, “Dut ağacından çok güzel saz olur, keman olur, müzik aleti yapacağız” diyerek bir miktar para karşılığı kayınpederi ikna ederler.

Birkaç gün ağacın etrafında dolanırlar, operasyon yapacaklar ama ağaç o kadar büyük ki bir türlü başlayamıyorlar. O sırada durumu öğrenen biri kayınpedere gelip, “ O ağacı neden sattın, onun içinde altın vardı, Yahudiler giderken ağacı oyup altınları gövdesine saklamışlar” diyor…

Kayınpeder parasını ödeyip ağacı tekrar geri alıyor.
Bugün o ağaçların yerinde apartmanlar var.

Silivri’de dut ağcı hikâyesi aslında 1700’lü yıllara dayanırmış.
O yıllarda Silivri’de ipek böceği yetiştiriciliği ve ipek üretimi yapılıyormuş. 1930’lara kadar devam eden üretim yeterli desteği görmediği için gelişmemiş ve insanlar dut ağaçlarını keserek odun olarak yakmışlar…

Fatih Camii’nin yanındaki sokağın adı bu işlerle uğraşanların anısına Böcekhane Sokağı olarak günümüze taşınmış…

Sokağın başında bulunan bilgi levhasından anlıyoruz ki Silivri’de önce Böcekhane varmış, yüz yıllar sonra Yoğurthaneye geçilmiş, son yıllarda ise kebap, lahmacun, çiğköfte kültürüne doğru hızla ilerliyoruz!!!...

Ağaçlar oksijen yerine “vifi sinyali” üretseler yine kesilir miydi acaba?????????

Elimizdeki sayıları bir elin parmaklarını geçmeyen belli noktalardaki asırlık koca çınarlarımız kalmış. Kültür Müdürü veya Çevre Derneği olsam birine çevre birine ahlak diğerine spor ve ahlak ötekine trafik ve ahlak vs. plakaları asar tanıtıcı bilgileriyle onları anıt ağaç haline getirirdim…

Meyvesi olmasa da gölgesi yeter.
Farkındalık yaratmak lazım….
Bugün gölgede yürüyorsak bizden öncekiler ağaç diktiği içindir….

 

Yazarın Diğer Yazıları